İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi‘ndeki duruşmaya, 6’sı tutuklu 17 sanık ile avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan sanıklardan Selçuk Küçükkaya, dedektiflik yaptığı için işiyle ilgili sosyal medyada reklamlar verdiğini anlatarak, bu ilanlara çok sayıda kişinin başvurduğunu söyledi.
Takip işlerinde daha önce çalıştığı “Thomas Alfonso”nun sağlık problemleri sebebiyle işi bırakmasının ardından “Raul” isimli istihbarat üyesiyle ile çalışmaya başladığını belirten Küçükkaya, bu kişinin kendisinden müşteki Abdülhamit Çelik’i araştırmasını istediğini aktardı.
Küçükkaya, kendisine gelen bilgileri yalnızca teyit etmeye çalıştığını iddia ederek, “Ben bilgileri satmadım, amacım araştırmak ve gözlemlemekti. Bana kanunsuz gibi gelmedi. Bugüne kadar hiçbir kamu çalışanına rüşvetle bilgi toplamadım. Kamusal alanlarda takip yapıyoruz. ‘Nereye gitti, ne yapıyor, kimle oturup kalkıyor?’ buna bakıyoruz. Hatamı kabul ediyorum ama hatamın karşılığında hiç kimseye zarar vermedim” diye konuştu.
İsrail’de istihbarat eğitimi almadığını öne süren Küçükkaya, sorgu aşamasında telkinlerle dosyanın “casusluk” suçuna dönüştürülmeye çalışıldığını savundu.
Firari sanık Serkan Özdemirci’yle 2018’de telefonla görüştüğünde kendisini tercüman olarak tanıttığını aktaran Küçükkaya, “2019’un sonunda bu şahıs FETÖ’cü ilan edilmiş. Yüz yüze görüşmedim, telefonla iletişim kurduk. Benden kötü bir şey istemedikleri sürece beni arayan kişilerin kim olduğunu araştırmıyorum” dedi.
Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklardan Ayhan Şen ve Emre Birtürk’ün tahliyesine hükmetti.
Heyet, MİT’e yazı yazılarak mağdurlara ait olduğu iddia edilen bilgilerin, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin veya yabancı bir devletin güvenliği ya da iç-dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgiler”den olup olmadığına ilişkin rapor hazırlatılmasının istenmesini kararlaştırdı.
Mahkeme, diğer eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.
Ne olmuştu?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 228 sayfalık iddianamede, “Taner Sezgin” takma adını kullanan sanık Selçuk Küçükkaya’nın, FETÖ’ye üye olduğu gerekçesiyle TSK’dan ihraç edilen firari sanık Serkan Özdemir aracılığıyla İsrail istihbaratıyla temas kurduğu anlatılıyor.
Özdemirci’nin sanık Küçükkaya’dan Türkiye’deki 3 ayrı şirketin ticari sır niteliğindeki verileri ile sahiplerinin kişisel bilgilerini araştırıp raporlaması yönünde talepte bulunduğu aktarılan iddianamede, sanık Cengiz Çalışkan’ın telefonunda bulunan “Üçüncü Göz Uzman Kadrosu” isimli grupta sanıklar Ayhan Şen, Canan Çalışkan, Selçuk Küçükkaya ve Tolga Çalışkan’ın yer aldığı belirtiliyor.
Küçükkaya’nın, İsrail istihbaratı mensuplarından olan ve gerçek kimlikleri belirlenemeyen Hose-Jorge Satia, Thomas Alfonso ve Raul ismiyle kendisini tanıtan kişilerle şifreli haberleşme yöntemleri kullanıp irtibat kurduğu belirtilen iddianamede, bu kişilerin kendilerini Singapur, Asya ve Avrupa merkezli yatırım, danışmanlık ve sigortacılık alanlarında faaliyet gösteren “Asia Angels” adlı şirketin çalışanları olarak gösterdikleri ifade ediliyor.
İddianamede, sanıkların istenilen şirkete ait bazı bilgileri elde edip raporlayarak bunları İsrail istihbaratı mensuplarından Thomas Alfonso’ya aktardığı anlatılıyor.
İddianamede, sanıklar Selçuk Küçükkaya, Serkan Özdemirci, Cengiz Çalışkan, Musa Kuş, Ayhan Şen, Canan Çalışkan, Cenk Demirci, Fatma Birtürk, Cenk Birtürk, Emre Birtürk, Mehmet Çörekçi, Serihan Bal, Ceyhan Önen, Tolga Çalışkan, Emine Tuğba Özdemir, Melis Doğrular ve Nazan Birtürk’ün, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme” suçundan 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.